AHŞAP İŞÇİLİĞİ / HAKKÂKLIK
Kalan
bazı malzemelere bakarak, Anıtkaya'da bir zamanlar gelişkin bir
ahşap işçiliğinin olduğunu söylemek mümkündür. Her yerde
olduğu gibi el emeğine dayanan hakkâklık ve dokumacılık gibi
el sanatları burada da bitmiş. Geriye kalan ve ömrünü
tamamlamak üzere olan birkaç örnek de belki bir kaç sene içinde
tamamen yok olacak ya da işe yaramadığı gerekçesiyle insanlar
tafından yok edilecek.
Çalışmalarımız
esnasında bulduğumuz örnek, bir zamanlar Hatipoğlu Konağı adıyla
meşhur olan, bugün kendi halinde tipik bir Anıtkaya eviydi. Bu
konak, yıllarca oda olarak hizmet etmiş Anıtkayalılara. İşgal
günlerinde evin hemen karşısındaki Ulucami, Yunan askerine
hastane, ev de Yunanlı bir generale karargah merkezi olmuş.
Bu
evin yapılışıha ait bir tarih bulmak mümkün olmadı. Yaşlıların
verebildiği tek bilgi ise "çok eski" oldu.
Merdivenler, kapılar, odalardaki dolaplar bir miktar deforme olmuş
da olsa bu ev orijinalliğinden bir şey kaybetmemiş. Kapılardaki
oymalar ve üzerlerindeki küçük kapı tokmakları halâ sağlam.
Asıl göz alıcı güzellik, evin salon tavanında göze çarpmakta.
Salon tavanı baştan başa dantel gibi işlenmiş ve bu işleme
orijinal renklerini muhafaza ediyor.
*
Bugün
Anıtkaya'da Cuma Camii adlı bir cami mevcut. Halktan bazılarına
göre bu camiin Kervansarayla birlikte inşa edilmiş. Yılların
yıprattığı cami yakın tarihte, tamamen yıkılarak yeniden inşa
edilmiş. Bu yenileme esnasında büyük bir trajedi yaşanmış.
Çünkü bu cami tamamen ahşap bir yapıymış. Eskimiş olduğu
düşünülen tüm malzeme, süslemeler dahil, kırılarak yine
kervansarayla birlikte yapıldığı söylenen ve bugün ilkokulun
kalorifer dairesi olarak kullanılan hamamda yakılmış. Belki de
bu cami ahşap işçiliğinin Anıtkaya'daki şaheseriydi.
|